Kitap okumaya başlayanların yolu bir süre sonra mutlaka polisiye türünden geçer. Bu okuyucuların bir kısmı için kısa süren polisiye macerası bazıları için de ömür boyu vazgeçilmez kitap türü olur.
Ben aşırı polisiye meraklısı olmamakla beraber hiç bir zaman da türden uzun süre kopmadım. Polisiye romanlarla tanışmam Peyami Safa'nın Cingöz Recai'si ile olmuştu hatırladığım kadarıyla. Daha sonra Agatha Christie, Mike Hammer'ın yaratıcısı Mickey Spillane gibi yabancı yazarların romanlarını gençliğimde merakla ve keyifle okuduğumu hatırlıyorum. Ve elbette tür içerisinde kendine has apayrı bir yeri olan Sherlock Holmes.
Türk edebiyatında ise polisiye geleneğinin öyle çok zengin olmadığı malum. İlerleyen tarihlerde bu blog'da incelemesini yayınlayacağım Pınar Kür'ün Bir Cinayet Romanı ile Emrah Serbes'in Her Temas İz Bırakır'ı benim için son dönemde en dikkat çeken yerli polisiyeler. Daha önceki tarihlerde yazılmış ilk dönem Türk polisiyeler de var.
Bugüne gelirsek... Ahmet Ümit günümüzde yerli polisiye deyince akla gelen ilk isim. Üretken bir yazar olan Ahmet Ümit'in Kar Kokusu ve Patasana isimli romanlarını daha önce okumuştum.
Sis ve Gece kitap incelemesi
Dağlarda çatışarak vatanı için ölen bir istihbaratçı dedesinin izinden aynı mesleği sürdüren Sedat bu işi aslında kendi isteyerek seçmemiştir. Sedat'ın iş arkadaşı ve iş haricinde kendisine yakın bulduğu Yıldırım bir müddet önce öldürülmüştür. Sedat karısı ve kızı ile de sorunlu bir aile hayatı yaşamaktadır.
Sedat, Yıldırım'ın ölümüne istihbarat servisinin dahil olduğu ile ilgili şüphelere sahiptir. Teşkilatın başında amcası olmasına rağmen Sedat istihbarat servisin içerisinde etkisiz hale getirilmiştir. Bu olumsuzluklarla boğuşan Sedat karısının arkadaşının kızı Mine ile bir ilişkiye başlar.
Ancak Mine terörist bağlantıları olan biridir. Sedat bir gün bir terörist baskınına katılır ve olayın ardından Mine garip bir şekilde ortadan kaybolur. Mine'ye olan aşkı, bu durumun mesleği ile çelişkileri, iş ve aşk hayatına giren üçüncü şahıslar vs neticesinde olaylar gelişir.
Kitap da işte bu noktada, Sedat'ın Mine'yi arayışları ile başlıyor. Sedat'ın roman süresince Mine'yi İstanbul'un çeşitli yerlerinde arayışlarının yanında istihbarat teşkilatının içindeki çekişmelere, olayla ilgili karakterlerin hayat hikâyelerine, Sedat'ın aile içi huzursuzluklarına tanık oluyoruz.
Sis ve Gece romanında Ahmet Ümit psikolojik gerilimi iyi yönetiyor. Ancak tüm Ahmet Ümit romanlarında varlığını hissettiğim bir şey burada da hâlâ devam ediyor: Adeta, "Polisiye bir roman nasıl yazılır?" kursundan iyi dereceyle mezun olmuş ve kendisini tüm teknikleri sergileyerek göstermek isteyen bir yazar gibi yazıyor Ahmet Ümit. Zanaatkârlığına, işçiliğine, emeğine lafım yok, aksine takdir edilecek derecede detaya da giriyor ancak sürekli bir "olmamışlık" hissi var. "Bak nasıl dersime çalıştım!" der gibi, sorulandan fazlasını anlatan çalışkan öğrenci tavrı gibi bir türlü tam bir samimiyet geçmiyor bana, saygı uyandıran bir olgunluk göremiyorum Ümit'in romanlarında.
Bir polisiye romandan fazla şey beklediğimi düşünenler olabilir ancak yukarıda da yazdığım örneğin Pınar Kür ve Emrah Serbes'in romanları -ki bunlara başka örnekler de rahatlıkla eklenebilir- bu olgunluk ve samimiyet hissin verebilen kitaplar. Yani kısacası bir romanın, polisiye türüne ait tüm özellikleri bünyesinde barındırması yeterli olmuyor. Ahmet Ümit, Sis ve Gece'den yıllar sonra yazmış olduğu ve ileride ele alacağımız Beyoğlu'nun En Güzel Abisi romanında da benzer durumu sergilemeye devam ediyor maalesef.
Tüm bunların ışığında, Sis ve Gece'nin merakla okunan, polisiye türünün hakkını veren bir roman olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Kitabın bir diğer artısı da, benim önem verdiğim konulardan biri olan "kitap boyutları" konusunda beğenilerime çok uygun olması. İçeriğin yanında bir kitabın boyutları da bence önemli.
Sis ve Gece'nin benim bu incelemede okuduğum 2007 Doğan Kitap baskısının boyutları kitabın keyifle okunmasına katkı sağlıyor. Baskısı özensiz ve boyutları üzerinde hiç kafa yorulmamış olması, dolu dolu içeriklere sahip kitapları dahi çok olumsuz etkiliyor ve kitaptan alınan okuma keyfini azaltıyor bence.
Son olarak Sis ve Gece'nin Turgut Yasalar tarafından 207 senesinde bir sinema filminin de çekilmiş olduğunu not olarak ekleyelim.
Kitap Bilgileri:
Yazar: Ahmet Ümit
Sayfa Sayısı: 251
Boyut: 14 x 23,5 cm
Yayınevi: Doğan Kitap
Hiç yorum yok