Okumayı öğrendikten ve kitap / dergi okumaya başladığım yaşlardan itibaren karikatür dünyası çocukluk dönemimin yegâne mizah dergileri olan Gırgır ve Fırt dergileri ile hemen ilgimi çekti ve uzun bir zaman da çekmeye devam etti. Peşinden Çarşaf ve üniversite yıllarında Pişmiş Kelle, b, Leman, Hıbır ve benzeri, bölünen ve kimileri birbirinden üreyen dergilerdeki tek kare karikatür ve çizgi roman tarzı çizimler bu ilgimi sürekli büyüterek besledi.
Bu süreçte kendim de hobi olarak karikatür çiziktirmeye çalışırken kaliteli çizgileri fark etmeye başladım. Kemal Aratan ve Bülent Arabacıoğlu başta olmak üzere çizgisini beğendiğim çizerleri özellikle kare kare takip ediyordum. Üniversite sonrası ise mizah dergilerini takip etmeyi bıraktığım bir dönemdi. Memo Tembelçizer (Mehmet Çilingir) o dönem dikkatimi çeken bir çizer değildi.
Yıllar geçti. Mizah dergilerini, ancak çıkan dergi isimlerini bilecek kadar epey uzaktan takip ediyordum.
Ve sonra her ne olduysa bir şekilde Memo Tembelçizer’in L-Manyak Şehitleri ile Lombak Şehitleri karşıma çıktı. Memo Tembelçizer’in çizgi roman görüşü ve kalitesi hemen çarptı beni. Tembelçizer’in bulabildiğim tüm çizim albümlerini hemen edindim ve keyifle tekrar tekrar, kare kare bu çizgi ormanları okuyorum.
Böyle bir çizerin Memo Tembelçizer Anlatıyor (Her Şeyi) isimli bir kitabını görünce doğal olarak hemen kitabı satın aldım ve bir solukta okudum.
Memo Tembelçizer Anlatıyor (Her şeyi), çizgi roman dünyasından olan ve benim gibi Memo’nun çizgisine hayran olan Aydın Demirer aracılığıyla ortaya çıkmış bir kitap. Aydın Demirer sormuş Memo Tembelçizer cevaplamış. Aydın Demirer kitap fikrinin nasıl ortaya çıktığını şöyle anlatıyor:
Niye böyle bir şey yaptım? Tam hatırlamıyorum ama Memo, niye böyle bir kitap yapmaya kalkıştığımı sorduğunda, ‘çünkü ortadaki mal çok iyi’ gibi bir şey söylemiştim. Öyleydi gerçekten de. Memo’nun yazıp çizdikleri, yaşadıkları, anıları, duruşu son derece tipik gülüşü, mizah dünyası hakkındaki düşünceleri bir kitap olmayı fazlasıyla hak ediyordu.
Çizimler ve hikâyeler, bence çok absürd, çok komikti, çok zekiceydi. Mast Der, L-Manyak Şehitleri, Aşık Memo ve Fevkalbeşer ve diğerleri... Türk kaldırım edebiyatının en seçkin örnekleri arasında yer alıyordu.
Kitapta özet olarak bunlar var. Ekseninde Memo’nun olduğu olaylar, ilişkiler, arkadaşlıklar yer alıyor. Bana sorarsanız keyifle okunan bir kitap oldu. Yanı sıra, mizah dünyasında bilinmedik birçok konuyu aydınlığa kavuşturdu, unutulmuş olanları hatırlattı.
Memo Tembelçizer Anlatıyor kitap incelemesi
Kitaptan öğrendiğimiz gerçek ismi ile Mehmet Çilingir, çizer olarak tanındığı adı ile Memo Tembelçizer kitapta son derece samimi bir şekilde yaşadıklarını en başından günümüze kadar anlatıyor. Elbette, önsözde de içeriğe dokunmadan kitaba eklendiği ifade edilen “ho ho” şeklindeki tipik gülüşleri anlattıkları süslüyor.
Kitapta Memo Tembelçizer’in çocukluğundan itibaren günümüze kadar çok sayıda çizimlerine yer verilerek söyleşinin aralarına serpiştirilmiş. Söyleşinin çok samimi olması, çocukluğunda itibaren özendiği çizerleri ve onlardan etkilenişini, onların çizgilerini taklit ederek ilerlemeye çalışmasını anlatması beni çok etkiledi. Hiçbir kompleks göstermeden kendisiyle dalga geçebilen samimi bir dille tüm o dönemleri anlatması bence çok değerli. Çoğu çizer olayları süsleyip püsleyip idealize ederek aktarırken Memo Tembelçizer çok insanî bir açıdan kendisini ifade ediyor.
İlk yıllarından beri Ekşi Sözlük’te çok yazdığı ifade eden Memo sürekli çizgi roman çizme tutkusu vurguluyor. Bülent Üstün, Bahadır Baruter, Kemal Aratan, Oky, Mehmet Çağçağ, Fatih Solmaz, Ersin Karabulut, Umut Sarıkaya, Uğur Gürsoy, Yiğit Özgür ve daha birçok karikatürist ve çizeri ile ilgi anekdotlar söyleşinin içinde serpiştirilmiş olarak karşımıza çıkıyor.
Bütün bir Gırgır çizim arşivini oluşturan karikatür orijinal çizimlerinin çizerlere verilmediği gibi hiç kıymetlerinin bilinmediği ve hatta “yemek yerken masalara serildiği” Ertuğrul Akbay” dönemine değinen Memo “(karikatürist) Faruk Bayraktar, Akbay konuşurken amuda kalkıp dinleyen bir adam. Faruk amuda kalkıyor, Akbay hiçbir şey olmamış gibi anlatmaya devam ediyor,” gibi ilginç ve komik detaylar veriyor.
Karikatürden ziyade çizgi roman çizmeye sevdalı olan Memo Tembelçizer’in özellikle Uykusuz dergisini çıkarma serüveni hakkında söyledikleri samimiyetinin tam bir göstergesi. Önceki dergilerde yöneticiliğini eleştirdiği Bahadır Baruter için altı arkadağı ile yönettiği kendi dergilerinde yaşadıklarından sonra “Bir Bahadır’ımız olsaydı iyi olacaktı,” demesi bu samimiyetin tam ifadesi bence.
Çizgi romanlarında gördüğümüz evli ve çocuk babası karakterin yaşadıklarını da kendi hayatından kağıda döken Memo Tembelçizer şu ifadesinde ise adeta evliliğin formülünü veriyor:
Gerilimi en az yaşayacağım kişiyle evlendim. Her şeyi konuşarak hallediyoruz. Bizde iğneleme, bağrışma veya surat asma yok.
Üretkenliği, ilhan veren hikâyeleri ile hayranlık uyandıran ve tüm bunlara rağmen son derece mütevazı bir karakter çizen Memo Tembelçizer’in samimiyeti YouTube’daki videolarında ve söyleşilerde de kendisini gösteriyor. Özellikle de bir karikatür sayfasının çizim aşamaları ile diğer çizimlerle beraber derginin basılmış haline kadar yaşananları anlatan aşağıdaki videosu çok hoşuma gitti:
Kitabın sonunda “Kişisel tarihimle birlikte aklımda kaldığı kadarıyla 40 küsur senelik mizah dergiciliği tarih şeridi” olarak ifade edilen amatör bir mizah dergisi kronolojisine de yer verilmiş.
Memo Tembelçizer Anlatıyor keyifle okuduğum ve zaman zaman tekrar elime alıp sayfalarına ve yazılanlara göz atacağım bir kitap.
Kitap Bilgileri:
Yazar: Aydın Demirer
Sayfa Sayısı: 144
Boyut: 13,5 x 19,5 cm
Yayın Tarihi: 2016
Yayınevi: Notabene Yayınları
Hiç yorum yok